Âb levhi üzre çekmiş mevcden misler sabâ
Sebzeden naki etmeğe vasf-i hat.-i dil-ber sabâ
Âb levhi üzre çekmiş mevcden misler sabâ
Sebzeden naki etmeğe vasf-i hat.-i dil-ber sabâ
Almak için kiymetiyle sebzeden şeb-nem dürün
Yâseminden sîm dökmüş yâ semenden zer sabâ
Ağzın esrârın diler fâş ede açıp gonceni
Gör ne reng ile kılar izhâr~i her muzmer sabâ
Encümenler seyr edip nesrin beyâzın gezdirir
Hüsn-i hulkunda dürüst etmek diler mahzer sabâ
İnfi'âl etmiş meğer sür'atte rahşından senin
Kim gezer mahfî görünmez kimseye micher sabâ
Aktarıp bulmak diler vasf-i ruhun kim muttasıl
Nusha-i gül-berg evrâkın kılar ezber sabâ
Âb-gun tîğınca olmaz bunca kim dâ'im verir
Tîğ-i âb-i cuy-bâre mevcden cevher sabâ
Ayağın toprağını yerden alır ta'zîm ile
Galiba düzmek diler basına bir efser sabâ
İşitiptir galiba kaddinle şem'in bahsini
Her kaçan gördüyse eyler şem'e kasd-i ser sabâ
Âsitanında mukîm olmağa bulsaydı kabul
Hak bilir olmazdı ser-gerdân-i bahr ü ber sabâ
Âs-mâne kadr ile çıksa ne hasıl çün değil
Ana kabil kim ola tapında hâk-i der sabâ
Ateş-i bî-dâde köymüştur oluptur dâd-hâh
Gördüğü yerde saçar başına hâkister sabâ
Âb-i deryâ üzre geh İlyâs veş seyrân eder
Gah eyler mesken İbrâhim tek âzer sabâ
Oddan âfet görmez ü sudan zarar gûyâ kılar
Kanda olsa'iktida-yi şer'-i Peygam-ber sabâ
Ahmed-i Mürsel ki ferman-ber Süleyman'dır ana
Öyle kim gördü Süleyman oldu ferman-ber sabâ
Ey gül-i bâğ-i rüsül bir taze gül-şendir kapın
Kim dem-i Cibril'e ol gül-şende ta'n eyler sabâ
İsteyip bulmaz kapın feyz almak için muttasıl
Hansı gül-şen seyrine girse çıkar muzter sabâ
iletir hâk-i derini zerre zerre gül-şene
Kılmak için tûtiyâ-yi dîde-i ahber sabâ
Âteş-i bî-dâd ile âlem yanar ger kılmasa
Adlini şâyi gezip her dem yedi kişver sabâ
Olduğuyçün zerre tek pinhan girer gül-şenlere
Bî-sebep raht-i gül ü nesrine gâret-ger sabâ
Öz günâhına şefâ'at isteyip feryâd edip
Çizginir hâk-İ mezarın üzre tâ mahşer sabâ
Etmezem terk-i temennâ-yi tavâfın çıksa can
Hâk hem olsam gubârımı sana ilter sabâ
Açmış ümmîd-i reh-i vasim dil-i pür hûnumu
Öyle kim fasl-i bahar açar gül-i ahmer sabâ
Ola na'tinde Fuzûlî'nin kelâmı dil-pezîr
Öyle kim gülden bulur enfâs-i can-perver sabâ
Öyle inceldim za'if oldum ki hâk-i kuyuna
Kabilim hâşâk tek olsa bana reh-ber sabâ
İltimasını bahttan oldur ki hükmün âleme
Ola câri tâ çemen mülkündedir ser-ver sabâ